Çin’de, Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Bakan Vang, Mısır’ı ziyaretinde, Tayvan’da 13 Ocak’ta gerçekleştirilen başkanlık ve parlamento seçimlerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Seçimlerin sonucunun, uluslararası toplumda “tek Çin” ilkesine bağlı kalınmasına dair hakim mutabakatı etkilemeyeceğini savunan Vang, “Uluslararası toplumun, ‘tek Çin’ ilkesi doğrultusunda Çin halkının ulusal birleşmeyi gerçekleştirmeye yönelik haklı davasını desteklemeyi sürdüreceğine ve Tayvan’ın bağımsızlığına yönelik ayrılıkçı faaliyetlere karşı çıkacağına inanıyoruz.” ifadesini kullandı.
Tayvan’da 13 Ocak’ta yapılan başkanlık seçimlerini, iktidardaki Demokratik İleri Partinin (DPP) adayı, görevdeki Başkan Yardımcısı Lai Ching-te kazanmıştı.
ÇİN LAİ’Yİ ‘AYRILIKÇI’ GÖRÜYOR
Çin’in “bağımsızlık yanlısı” ve “ayrılıkçı” gördüğü Lai’nin liderliğinde, Tayvan Boğazı’nın iki yakası arasındaki ihtilafın ve gerilimlerin devam edeceği öngörülüyor.
DPP’nin iktidarını üçüncü döneme taşıyan Lai, zafer konuşmasında, seçimin sonucunun, “Tayvan’ın demokrasi ile otoriterlik arasındaki tercihinin demokrasi olduğunu gösterdiğini” vurgulamıştı.
Lai, konuşmasında, Çin’e de mesaj vererek, “Bu seçim, Tayvan halkının demokraside ısrarını göstermiştir. Umarız bu ses Tayvan Boğazı’nın karşı yakasında da duyulur.” ifadelerini kullanmıştı.
Başkan olarak Tayvan Boğazı’nda barışı ve istikrarı koruma sorumluluğu bulunduğunun altını çizen Lai, “Çin’in süregelen korkutma ve tehditlerine karşı Tayvan’ı savunmaya kararlı olduğunu” dile getirmişti.
ÇİN-TAYVAN AYRILIĞI
Çin’de İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Çan Kay-şek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Koumintang) güçleri ile Mao Zıdong önderliğindeki Çin Komünist Partisi (ÇKP) güçleri arasında çıkan iç savaşta galip gelen Komünistler, 1 Ekim 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmişti.
İç savaşı kaybeden Koumintang üyeleri ise Tayvan’a yerleşip, 1912’de kurulan “Çin Cumhuriyeti” iktidarının Ada’da devam ettiğini ileri sürerek, burada geçici hükümet kurmuştu.
Bu girişim Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971’e kadar BM Genel Kurulunda Çin’i temsil etmişti. 1950’ler ve 1960’larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki için yönünü Çin Cumhuriyeti’nden Çin Halk Cumhuriyeti’ne çevirmesinin ardından 1971’de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada, Pekin hükümetinin Çin’in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan’ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.
Pekin yönetimi, “tek Çin” ilkesini vurgulayarak, Tayvan’ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor, kendisini tanıyan ülkelerin Tayvan ile diplomatik ilişkileri kesmesini şart koşuyor.
Çin’in kendi topraklarının parçası olduğunu savunduğu Tayvan, 1949’dan bu yana fiili bağımsızlığa sahip bulunuyor. Çin ana karası ile Tayvan arasında iç savaşın ardından ortaya çıkan ayrılık ve egemenlik ihtilafı halen sürüyor.
